Her otomobilin ruhu vardır derler ya, işte Alfa 159 3.2 V6 Q4 size bunu fazlasıyla hissettiren gerçekten etkileyici bir otomobil. 260 HP’lik V6’sı ve dört tekerlekten çekiş sistemiyle ise tam bir zevk mekinesi. Otomobilden öte insanın ruhunu etkileyen hatta tetikleyen bir makine. Evet, Alfa 159’dan bahsediyorum. Herhalde piyasada bu kadar dikkat çekici bir tasarıma sahip başka bir otomobil daha yok. Bu tasarıma bir de 3.2 litrelik V6 güç ünitesini ekleyince görünümünden bekleneni verebilen bir otomobil ortaya çıkmış.
Resim
Tasarım ve motor ikilisi Alfa 159 3.2 V6 Q4’ü açıklamaya yetmiyor çünkü bu aracı diğer Alfalardan ayıran en büyük özelliği motoru ve tasarımı değil, “Q4” olarak adlandırılan dört tekerlekten çekiş sistemi. Evet, bu üçlünün mükemmel bir karışımı olarak nitelendirebileceğimiz Alfa 159 Q4, sürücüsünü her anlamda doyurmayı çok iyi beceriyor. Böyle özel bir otomobile ulaşmanın yoluysa gayet basit. 64.000 Euro’luk fiyatına 2.632 YTL’lik vergiler eklendiğinde Alfa 159 3.2 V6 Q4’e sahip olunabiliyor. Ekstra donanımlarlaysa aracın fiyatını 2.000 Euro daha kabartabilmek mümkün.
Resim
Sinirli bakışlar
Alfa 159’un tasarımının eleştirilecek pek bir yanı yok. Tasarımdaki şıklık ve güzellik aracın karoserine o kadar iyi yansıtılmış ki Alfa 159 her açıdan insanı etkileyen bir otomobil. Tasarımın güzelliğe olan yansımalarında hiçbir sorun bulunmazken fonksiyonelliğe olan yansımalarında ciddi sorunlar bulunuyor. Ama fonksiyonellik kimin umurunda ki? Hiçbir Alfa kullanıcısının araçlarını satın alırken fonksiyonelliği göz önünde bulundurduğunu düşünmüyorum hatta. Şık ve duygulara dokunan bir otomobil yaratabilmek için Alfa Romeo tasarımcıları fonksiyonellik konusunu arka plana atmışlar. Bana sorarsanız çok da iyi yapmışlar, çünkü piyasada o kadar çok fonksiyonel araç var ki! Evet, herkes değil ama bazıları otomobil alırken çok daha başka şeylere önem veriyorlar işte Alfa 159 da böyle bir otomobil: herkesin değil bazılarının otomobili… Alfa 159’un içi de dışı gibi bir tasarıma sahip zaten başka türlüsü de beklenemezdi. Deri döşemeler, sürücüye dönük ön konsol, üç kollu direksiyon simidi ve küçük vites topuzu… Hepsi Alfa 159’un sportif ruhunu ve iddialı karakterini tamamlayan ayrıntılar. Orta sınıf bir otomobil olmasına rağmen Alfa 159’un iç mekanı rakiplerine göre daha az diz ve baş mesafesi sunuyor fakat daha önce de dediğim gibi kimin umurumda ki?
V6 klasiği
Bir İtalyan klasiği olarak rahatlıkla tanımlayabileceğimiz 3.2 litrelik V6 tip motor, Alfa 159’u özelleştiren ayrıntılardan önemli biri. Sesiyle ve sürekliliğiyle devamlı insanı tetikleyen bu motor, spor tip egzoz sistemiyle birlikte alt devirlerde tok egzoz sesi üst devirlerde ise yüksek motor sesiyle kullanıcısına uzun soluklu bir serenat yapıyor. 260 HP güç ve 322 Nm torka sahip olan Alfa 159 3.2 V6, 1740 kilogramlık ağırlığına rağmen istekli bir şekilde hızlanıyor. Yüksek ağırlık nedeniyle yanlış vites seçimlerinde devir çevirmekte zorlanabilen motor, doğru viteste kullanıcısını her yönüyle tatmin edebiliyor. Ağırlık ve 3.2 litrelik V6’nın birleşimiyse kullanıcılarını belki de en çok rahatsız edecek konuya doğru itiyor. Alfa 159, neredeyse bir süper spor kadar yakıt harcayarak şehir içi kullanımlarında 100 km’de 20 litreye yaklaşan yakıt tüketimiyle ekonomik bir otomobil olmanın yanına bile yanaşamıyor. Şehiriçi ve şehirdışı karışık kullanımlardaysa yakıt tüketimi 15 lt/100 km gibi değerlere gerilese de bu değer hala yüksek sınırlar içerisinde geziniyor. Ama neyse ki Alfa 159’un bu yakıt tüketimi dezavantajını unutturacak birçok artısı var.
Q4’ün ardından
Alfa Romeo’nun dört tekerlekten çekiş sistemine verdiği ad olan Q4, zaten oldukça iyi durumda olan 159’un yol tutuşunu daha da üst bir noktaya taşımış. Bu sayede 322 Nm’lik torkunu yolu en iyi tutabilecek şekilde tekerleklere aktarabilen Q4, özellikle virajlarda çok iyi bir stabilize fonksiyonu ortaya koyuyor. Ama yine de 260 HP’lik motor gaz pedalına sert tepkiler verildiğinde özellikle keskin virajlarda aracın ön aksındaki tutunmayı azaltarak dışarı doğru kaymasına neden olabiliyor. Ağırlık transferi yardımıyla bu stabilize kaybının önüne geçebilmek ise gayet kolay. Fakat gerektiğinde VDC devreye girerek bu sorunu ortadan kaldırıyor.