Mazda her ne üretirse üretsin, içinde biraz da Miata modelinden esintiler taşıdığını söylüyor. Günümüzün en kolay pazarlama tekniği süslemek olsada, Mazda bu tekniği pekte ciddiye almıyor. Tüm eforunu basit, güvenilir ve sürücü odaklı olmak için harcıyor. Şimdi bile hiç bir Mazda sınıfının liderliği, ekonomik yakıt tüketimi veya pratiklik konusunda iddialı olmasada bazı modelleri kendi segmentlerinde en iyi sürüşü verdiklerini kanıtlamışlar. Dolayısıyla meraklıları için bazı fonksiyonlarla, eğlenceyi değiştirmek kolay.
2011 Mazda2
Şimdi Mazda aynı başarıyı B sınıfı arabalarda da yakalamak istiyor. 2011 Mazda 2 kardeşi sayabileceğimiz Ford Fiesta’ya doğru gidiyor düşüncesindeydik. Ama uzunca bir sürüşten sonra aracın tamamen farklı bir araç olduğunu gördük.
Eğer sadece istatistiklere bakacak olursanız, Mazda’nın bu modelini fazlasıyla özel birşey yaratmak için yaptığını düşünmezsiniz. Ayrıca segmentinin en güçlü arabası değil, aynı zamanda bazı akıllı teknolojiler veya özel dış görünüşüyle öncüllerinden farklı bir görünüş de sunmamaktadır. Ama Mazda bu yeni Mazda2 modelinden son derece gurur duyuyor ve şüpheci tavırlarla bakmamıza rağmen, sorduğumuz insanlar bize basitçe bu küçük “hatch-back”in, hikayesini en iyi yolda anlatacağını söylediler.
2011 Mazda2
Ford Fiesta gibi Mazda2 de yeni bir araba değil. Öyle ki 2008 Dünyada yılın otomobili ödülünü almıştı. Mazda yeni Mazda2′yi şekillendirirken ona “mini-minivan” lakabını veren unsurlardan ( Honda Fit’de olduğu gibi yüksek tavan ve genişleyen ön camlar ) kurtulmak istedi. Bunun yerine yaratıcıları güçlü ön tamponlar ve aracın arkasında daha belirgin hatlarla, daha çok coupe benzeri bir tasarımı tercih etmişler.Mazda’nın kurumsal yüzü de Mazda2′ye kibarca entegre olmuş ve Mazda3′teki gibi abartılı bir şekilde olmamış. Mazda2′nin görüntüsü MX-5′e son derece büyük benzerlik gösteriyor.
2011 Mazda2
Emniyet kemerindeki hizalama, arka kapak ve kısa askılıklar gibi tasarımdaki basit ayrıntılar herşeyden önce sürücüye keyfili bir yolculuk sunulması gerektiğini hatırlatıyor. Mazda2 de aynı Fiesta gibi 98.0 inçlik dingil mesafesine sahip ama bütün uzunluğu ise 155.5 inç yani 5 kapılı Fiesta’ya göre 4.6 inç daha kısa. Bu nedenle Mazda2′nin taşıma kapasitesi de daha az ancak net ve şık bir tasarıma sahip.
Bu konu üzerindeyken Mazda’nın ürün geliştirme mühendisi Dave Coleman’a Fiesta ile Mazda2 arasındaki benzerlikler sorulduğunda şunları söylemişti: bu iki araçlar aynı platformdalar ve arabalarda benzer kısımlar olduğunu da görüyoruz – ki Coleman’a göre sadece 3 parça bu şekilde – Ancak bunu kabul eden Coleman bu parçaların hangileri olduğunu söylemek istemiyor. Doğruyu söylemek gerekirse Mazda2′nin, kardeşleri diye düşündüğümüz Ford modellerine benzeyeceğini bekliyorken aslında sadece Mazda’nın iş durumunu geliştiren bir model olduğunu görüyoruz. Basitçe söylemek gerekirse bu yeni bir iş, model veya marka değil.
Mazda bu modelini iki şekilde sunuyor; Sport ve Touring. Toplamda sadece dört faklı seçenek var; tek motor, iki farklı döşeme, iki farklı vites seçenekleri var ve kişisel seçenekler ise malesef yok. Spor modelleri ise 15inçlik jantlara sahip ve 185/55 Yokohama’nın arzulu lastikleri takılmış.Touring modelinde ise 15inçlik sekiz kollu şık bir alaşım ile çelik jantlar mevcut. Bunlarla ilgili detaylı fiyat listesine herhangi bir Mazda bayisinden veya www.mazda-tr.com üzerinden ulaşabilirsiniz.
2011 Mazda2
Aracın içine gelince; kabini sezgi ve basitlikten yapılmış bir tostu andırıyor. Kibar bir tasatımı var ve aliminyumun kullanılış tarzı ile bile bazı şeylere nasıl çeki düzen verildiğini kolayca görebiliyoruz. Ama hala Fiesta’nın içinde bulacaklarınızdan büyük bir adım geride. Ford’un kokpiti daha konforlu ve zengin tekniğe sahip ekstra sete de fiyata katlanınca sahip olabiliyorsunuz.
Mazda’nın maliyetleri aşşağıda tutma çabası bizde bazı detaylardan kaçılıyor korusu yaşatıyor. Bazı plastik parçalar “ucuz” ve adi hissi uyandırıyor ve ön koltuklardaki tek eksik destek değil aynı zamanda konfor. Sürücü koltuğu nispeten daha iyi oturma pozisyonu veren altı farklı şekilde ayarlanabiliyor fakat Mazda’nın teleskopik direksiyon ihmali,özellikle kısa bacaklı sürücüler için bir kusur sayılabilir.
Mazda2 için alarmın çaldığı yer ise bagaj kapasitesi. Arka koltuklar düz hale getirildiğinde bile (ki neredeyse düz hale gelmiyorlar) sadece 27.8cm3 hacime sahip oluyor. Bir Honda Fit Mazda’ya göre 29.5 cm3 daha fazla hacim sahip olabiliyor. Nissan Versa veya Suzuki SX4 bile daha fazla mal taşıyabiliyorlar. Mazda2′nin arkasına bir bisiklet yada tam dolu market alışverişini sığdırabilir misiniz? Tabi ki evet. Ancak o zaman ferahlıktan vazgeçmeniz gerekecek.
Unutmayın ki, fonksiyonellik Mazda2′nin en güçlü yanı değil. Çekici gelmeye direksiyonun hemen arkasından başlıyor. Kapağın altında 1.5 litre sıralı dört silindir motor ve sadece çıkışta 100hp güç bulunduruyor. Bu, size Mazda2′nin yetersiz olduğuna inanmanızı engelliyor. Fiesta’yı sene başında sürdüğümüzde hatchback’in özellikle düşük viteslerin sonlarında 10-15 hp fazladan güç vereceğini tahmin ediyorduk. Ama Mazda – ki 20hp daha düşüktür Fiestaya göre – daha çabuk gibi; en azından öyle hissettiriyor. Bizi bağışlayın ama sanki vites değiştirirken çıkardığı ses bile daha arzulu geliyor. Mazda’nın mühendislik takımına bir artı daha koyabiliriz.
Vitesten bahsetmişken, Mazda’nın dört-hızlı otomatik vitesi, beş veya altı dişli otomatik kasaya neden tercih ettiğini merak etmiş olabilirsiniz. Mazda altı dişli otomatik yerine dört hızlıyı seçerek Mazda2′ye yakıt tüketimi konusunda yaralamış gibi görünüyorsa da mühendisler, geliştirdikleri teknikle daha canlı hissettiren bir araç yaratmışlar.
Her iki vitesi de sürerek denedik ve kesinlikle manuel olanı tercih ediyoruz. Tahmin edeceğiniz üzere dört-hızlı o kadar da kötü değil. Sonuç olarak, 100hp güçle giderken en iyisi konumu güç göstergesinin tam kalbinde tutmak. Düşük viteslerde bunu yapmak daha kolay. Belirttiğimiz gibi yakıt tüketiminin ekonomik olmaması buradaki en büyük handikap gibi görünüyor.
B sınıfı arabaların genelinde olduğu gibi Mazda2′ninde süspansiyonlarında MacPherson kullanılıyor. Sürüş güzargahımızdaki pürüzlü ve engebeli yollarda Mazda2, sarsıntı hissettirmedi. Honda Fit Sport kullanırken daha çok zıplayacaksınız. Hatta Fiesta’nın süspansiyonları bile zaman zaman Mazda2′ye göre sert gelecektir. Mazda2′nin mühendislik işleri yapılırken olabildiğince ağırlığından tasarruf edilmeye çalışılmış. Dolayısıyla olası rakiplerine göre neredeyse 100 kilo daha hafif. Bu ağırlık tasarrufu sadece 100hp gücü daha güçlüymüş hissi vermekle kalmıyor, bunun yanında virajlarda çeviklik sağlıyor. Makul bir iskeleti hala mevcut ama Yaris veya Versa’da olandan biraz daha iyi olduğu kesin. Hatta çok daha iyi diyebiliriz. Bu segmentteki çoğu araba en iyi performansarını düşük viteste sergilemek üzere yapılmışlardır. Ancak Mazda2 ise heyecanla ve tutkuyla sürüş için adeta yalvarır.
En etkileyici noktalardan biri de; elektrik gücü ile takviyeli direksiyonun hafifliği. Mazda birçok sürücünün geri bildirimlerinde önem vermiş. Böylece başarısız elektrikli direksiyonlardan farklı birşey yapılmış.
Günlük sürüş gözönüne alındığında Mazda2 büyüleyici bir kırbaç gibi. Güç akımı tabi ki bazı külüstürler gibi meşgul ve aracı yoran cinsten değil. Mazda’nın temel amaçlarından biri de mevcut ağırlığından tasarruf olmasına rağmen ses yalıtımından vazgeçilmiş değil. Kabin, hızla giderken ve minimal bir rüzgarda bile tamamen sessiz. Aslında bu durum biraz da yolculuğun uzunluğuna bağlı olarak değişiyor. Yol uzunluğuna bağlı olarak yorulan araçta tekerlek sesleri ve motor sesi duyulabiliyor ancak dışarıdan ses duymak güç. Dolayısılya Fiesta konusunda verdiğimiz puanlarda belkide hata yapmış olabiliriz, eğer sadece koltuk rahatlığına bakarsak.
Mazda2′nin üretim sürecini ve olanaklarını sorduk. Ancak gerçeği, fikrindeki gibi nefesinizi tutmanızı gerektirmiyor. Mühendisler her zaman en iyisini üretmek istiyorlar ancak yeterli müşteri desteği bulamamaktan çekiniyorlar. Ayrıca Mazda asıl Speed3′ün piyasada bir vurgun yapabileceği inancını taşıyor. Şüpheli ancak yine de hayal kırıklığı.
Mazda, bu modeli ile geliştirdiği satış strattejisi otomobilin çok yönlü kullanılabilir olması. Eğer herhangi bir marka bunu yapacaksa, en çok şansa sahip olanı Mazda’dır. Çünkü; Fiesta’nın aksine, Mazda2 dünyaya yaratıcısının harika küçük arabalar yaptığını ispat etmek zorunda değil.( Bakınız Mazda3 )
Hayır! Navigasyon alamayacaksın, ambiyans ışıkların olmayacak, uydu radyo veya müşteriler için önemli hale gelen daha birsürü ayrıntı… Ama gerçekten bu ekstralara ihtiyacınız varsa, dışarıda bu ürünleri sonradan alabileceğiniz bir çok farklı market var. Eğer bir şehirlerarası seyehat zamanı gelmişse, bir Honda Fit sahibi olmak isteriz. Ancak günlük sürüş için Mazda’nın sundukları biraz daha cekici geliyor. Fonksiyonel olarak güzel ama meraklıları asıl amaç olan “sürüş” için daha iyi bir şey isteyebilirler.