VOLKSWAGEN BEETLE
1938-2003
ingilizce bir şeyin çok sağlam olduğunu anlatmak için “bulletproof – mermi geçirmez” de denir. Bu güvenilir ve dayanıklı Kaplumbağa’yı anlatmak için şirinliğine tezat bir şekilde “mermi geçirmez” den daha iyi bir tanım olamaz.
Hafif vites geçişleri, uzun yolda sürekli yüksek devirde çalışabilen motoru ve kolay manevra edilebilirliliği ile zamanının kullanımı son derece kolay bir otomobil kaplumbağa. Hikâyesi ise şöyle:
1933 yılında Hitler, Ferdinand Porsche ile bir halk arabası; “halkın arabası” “Volks-Wagen” üzerinde konuşmak üzere buluşur. Hitler Temel bir otomobil ister; iki yetişkin ve üç çocuğu saatte 100 kilometre hızla bir noktadan diğerine götürebilecek ve bir Alman’ın 8 aylık maaşı ile alabileceği bir araç.
Ferdinad Porsche’nin elinde bu istekleri yerine getirebilecek bir araç için ön çalışma vardı ve maddi olarak ona üçüncü imparatorluk destek olacaktı.
Daimler-Benz tarafından üretilen ilk prototipler 1935 gibi belirmeye başladı. Yuvarlak hatlara ve arkaya takılmış hava soğutmalı dört silindirli motora sahipti ilk çıkan prototipler. Savaş başladıktan sonra ancak birkaç adet üretilebildi. ilk üretilen kaplumbağalar savaşta kullanılmak üzere tasarlandı. Bunların 52000i “Kübelwagen” (arazi taşıdı), “Schwimmwagen” (amfibi taşıt) olarak üretildi. Otomobil olabildiğince basit üretilmişti, böylece mekanik sorun yaşama ihtimali de azalmıştı. Hava soğutmalı motorlar özellikle Kuzey Afrika sıcaklarında dayanıklılığını gösterdi. Yenilikçi süspansiyon sisteminde, sarmal yay veya makas yerine kullanılan burulma çubukları savaşta kullanılan kaplumbağaların başarılarını arttırmıştır.
Savaş yıllarında Kaplumbağanın az miktarda yol versiyonu seçkin Naziler için üretildi. Bu modellerden bazıları benzin sıkıntısı nedeniyle odun ile çalışan motorlara sahipti ve “Holzbrenner” diye adlandırılıyordu.
Kaplumbağanın bir başka versiyonu da toplam 699 adet üretilen “Kommandeurwagen” diye adlandırılan, dört tekerden çekişli arazi versiyonu idi. Hava bombardımanlarında ağır hasar gören fabrika üretimi durdurmak zorunda bıraktı.
Seneler geçtikçe üretimde arttı. üyle ki 1954 yılında bir milyonuncu otomobil banttan indi. üağdaşları ile kıyaslandığında hem ekonomisi, hem de performansı üstün kalıyordu. Motorlar hiç tereddüt etmeden çalışıyordu. Bakımı ve kullanımı ekonomikti. Birçok insan kullanmasını da oldukça zevkli buluyordu. Amerika Birleşik Devletlerinde en çok satan yabancı otomobil olmayı başarmıştı. Kaplumbağanın 1960 ve 1970lerdeki başarılı reklâmları ve aracın dayanıklı ve güvenilir olması, Ford Model T’nin rekorunu 1972de 15 milyondan çok satılmış otomobil olarak kırdı. 1992 yılında bu rakam 21 milyona ulaştı.
Dünyada bu kadar çok satılan bir otomobilin tasarımının da özgün olması, her milletin otomobile bir isim takmasını da beraberinde getirdi.
Bazı takma isimler şöyle;
Türkiye’de “kaplumbağa, tosbağa, vosvos”
Almanya ve A.B.D.de “böcek”
Romanya’da “kurbağa”
Brezilya’da “Fusca”
Danimarka’da “baloncuk”
Belçika ve Fransa’da “uğurböceği”
Polonya’da “kambur”
Yunanistan’da “kabuklu böcek”
Meksika’da “Vocho”
Bulgaristan ve Bolivya’da “kaplumbağa”
Guatamala’da “hamamböceği”
Bu takma isimler, kullanılanların yarısından da azdır.
1971-1979 yılları arasında üretilen kaplumbağalara “Super Beetle” deniliyor. MacPerson ön amortisörleri, daha iyi dönüş çapı, dolgulu ön konsolu ve eğimli ön camı ile donatılmıştı. Varyasyonlarından bazıları da Karmann Ghia, VW181 ve Country Buggy’dir.
Daha modern tasarımlar ve özellikle Avrupa’da üretilen “süper mini”ler ve ekonomik Japon otomobilleri nedeniyle 1970 ortalarına doğru, Kaplumbağa’nın satışları düşmeye başlar. WV düşen satış rakamlarını 1974 yılına kadar Type 3, Type 4 ve K70 gibi modeller ile arttırmaya çalışır. Satışları tekrar arttırmak için su soğutmalı önden motorlu bir model üretmekten başka çare kalmaz ve selefinden her yönü ile farklı Golf’ün üretimine başlanır 1974 yılında.
1978 yılına kadar Alman fabrikalarındaki kaplumbağa üretimi, üretimin Meksika ve Brezilya’ya kaydırılmasına kadar devam eder. Meksika’da 2004 model olarak 3000 adet satıldıktan sonra üretimi tamamen durur.
Enteresan bir hikâye ise Kaplumbağa’nın tasarımın üekoslovak Tatra otomobilinden alıntı olmasıdır. Tarta o yıllarda dava açmış ancak Almanya üekoslovakya’yı işgal edince dava askıya alınmıştır. 1961 yılında Savaştan sonra açılan davada, Volkswagen Tatra’ya 3.000.000 Alman Markı ödemek durumunda kalmış bu da firmanın yeni model geliştirmesi için gerekli olan finansmanı kaybetmesine ve Kaplumbağa modelini daha uzun süre üretmesine neden olmuştur.
Bir başka enteresan hikâye ise savaştan sonra ingiliz Binbaşı Ivan Hirst’in kontrolünde olan bölgede bulunan fabrika içinde, hava saldırısından kalan patlamamış bombayı oradan aldırtmasıdır. Bombanın patlaması, yerine konulması çok zor olan ekipmanı da yok edecekti. Hirst daha sonra ingiliz ordusunu 20,000 adet kaplumbağa alması konusunda ikna etmiştir. O bomba patlasaydı, Ferdinad Porsche’nin “kaplumbağa”dan yola çıkarak ürettiği, günümüzün efsane spor otomobili Porsche 911 beklide hiçbir zaman olmayacaktı.
(hepsi bettle )