Hyundai, her geçen gün daha da kirlettiğimiz dünya için daha verimli ve her zamankinden daha da çevre dostu olan yepyeni bir konsept geliştirdi: i-Blue. Firma’nın çevreye verdiği önemi vurgulayan i-Blue FCEV (Fuel Cell Electric Vehicle – Yakıt Hücreli Elektrikli Araç), ilk kez IAA 2007 Frankfurt Otomobil Fuarı’yla birlikte tanıtıldı ve 2012 yılında seri üretimine başlanması planlanan yakıt hücreli Hyundai modellerinin haberini veriyor.
Hyundai’nin Chiba-Japonya’daki Tasarım ve Teknik Merkezi’nde hazırlanan i-Blue, sahip olduğu platformuyla üçüncü nesil yakıt hücresi teknolojisinin temelini oluşturuyor. Hyundai’nin Mabuk-Kore’de bulunan Eko-Teknoloji Araştırma Enstitüsü’nde geliştirilen bu çevre dostu platform, önümüzdeki yıllarda çıkacak olan en yeni teknolojiye sahip Hyundai FCEV araçlarında kullanılacak.
Hyundai i-Blue, gelecekte çıkacak Hyundai FCEV araçları için de önemli bir adımı temsil ediyor. i-Blue, Hyundai’nin daha önce Tucson ve Santa Fe olarak SUV araçlarının platformlarını kullanarak hazırladığı FCEV araçlarından tamamen farklı. i-Blue için özel olarak, D-segmentinde bulunan 2+2 kişilik bir CUV (Crossover Utility Vehicle – Geçiş Segmenti Aracı) platformu geliştirildi. Bu platform, daha sonra çıkacak çevre dostu araçlar için bir temel oluşturacak.
i-Blue 4.850 mm uzunluğunda, 1.850 mm genişliğinde ve 1.600 mm yüksekliğinde. i-Blue’nun en çok dikkat çeken bölümleriyse, mavi ışıklandırmalı radyatör ızgarası, bir spor otomobili andıran 20 inç ebadındaki 8 kollu jantları, 285/50 R20 ebadındaki lastikleri ve suyun akış şekline göre hazırlanan kabin tasarımı. Hyundai i-Blue’da her biri 100’er kW güç üreten elektrikli motor ve yakıt hücresi ünitesi bulunuyor. 700 bar’lık basınçla sıkıştırılmış hidrojen, araçta 115 litrelik hacme sahip bir tankta depolanıyor. Bu sayede Hyundai i-Blue, doğaya hiç zarar vermeden 600 km’lik yol katedebiliyor ve 165 km/s’lik maksimum hıza çıkabiliyor.
Hyundai i-Blue’nun yakıt hücresi ünitesi, daha önceki hidrojen enerjisiyle çalışan araçlardan farklı olarak zeminin altında bulunuyor. Böylece 50:50 oranında ideal bir ağırlık dağılımı elde ediliyor ve daha iyi sürüş ve yol tutuş dinamikleri sunulmuş oluyor.
Ayrıca bu sayede motor kompartmanında daha bir yerleşim elde edilip daha iyi hava akışı ve soğutma sağlanıyor. i-Blue egzoz gazı yerine sadece su buharı açığa çıkararak çevreyi hiç kirletmemiş oluyor.
Hyundai i-Blue’da üstün teknoloji ürünlere de yer verilmiş. Güvenliği artırmak amacıyla ön cama bilgilerin 3 boyutlu olarak aktarıldığı bir head-up display, ön, yan ve arkadaki tüm açıların rahat bir şekilde görünmesini sağlayan gelişmiş kamera sistemi, uçak kokpitini andıran ve tüm kontrollerin dokunmatik olarak yapıldığı direksiyon simidi bulunuyor.
Yakıt hücresi teknolojisi, fiyat, performans ve güvenlik açısından geliştiğinde, diğer bir deyişle bu sistem araçlara uygun hale getirildiğinde, toplu taşıma araçlarında, binalarda, küçük ölçekli elektrik santrallerinde, denizaltılarda, alçak sesle çalışan araçlarda ve mobil iletişim araçlarında kullanılmaya başlanabilecek.