Dünyadaki ilk resmi otomobil yarışı, 22 Temmuz 1894’te düzenlenmiş ve Paris-Roven arasında 50 km’lik bir mesafeyi kapsayan bu yarışta 19 otomobil mücadele etmişti. Yarışı Le Petit Journal Gazetesi organize etmiş ve sporcular saatte 18 km/h gibi baş döndürücü bir sürat ortalamasıyla yarışmışlardı. ilerleyen yıllarda otomobil sporlarında farklı branşlar gelişmiş ve ilk pist yarışı 1898’de Periqueeux’te düzenlenmiştir.
Kısa adı FIA olan Uluslararası Otomobil Federasyonunun 1904 yılında kurulmasıyla otomobil sporlarının gelişimi daha da hızlanarak devam etmiştir. Merkezi Paris’te bulunan FIA, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 90’ın üzerinde ülkenin 100’den fazla otomobil kulübü ve birliklerini bünyesinde toplamakta ve 50 milyonun üzerinde sürücüyü temsil etmektedir.
ülkemizdeki sportif çalışmanın başlangıcına baktığımızda ise, dünyada otomobil yarışları düzenlenmeye başlandığı dönemde Osmanlı Devleti “Sanayi devrimini” kaçırdığı için, Anadolu’da sadece “at arabası” yapılabiliyordu. Bu nedenle ülkemizde otomobil sporunun başlangıcı Batı Avrupa’dan çok sonra oldu. Ancak, kamuoyu tarafından pek bilinmeyen bir yönü burada belirtmek gerekmektedir.
Otomobilin hayatımızdaki önemini kurtuluş savaşında fark eden önder Mustafa Kemal Atatürk 29 Ekimde Cumhuriyetin ilanından hemen sonra yine 1923 yılında, Dışişleri kadrosundan Reşit Saffet Atabinen’e o günkü ismi “Türk Seyyahin Cemiyeti” olan Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (TTOK)’nun kurulması talimatını vermiştir. ülkemizde motorlu araç turizmi ve otomobil sporu böylece başlamıştır. Kurum o tarihten beri Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA)’nın üyesi ve Türkiye şubesidir.
TTOK’nın kurulmasından 4 yıl sonra ülkemizdeki ilk otomobil yarışı Türkiye Otomobilciler ve şoförler Derneği tarafından, istanbul Veliefendi çayırında yapılmış ve 30 otomobilin katıldığı bu yarışı Suphi Bey kazanmıştır. 1931 yılında istinye-Maslak yolunda yapılan tırmanma yarışına Mustafa Kemal ATATüRK’ün gelip sporcuları kutladığı ve Türk gençliğinin yüksek teknoloji isteyen bu spora eğilmesini istediği bilinmektedir. Daha sonra istanbul Hipodromunda yarışlar düzenlenmiş ve at yarışlarında olduğu gibi müşterek bahisler yapılmıştır. ilk Türk bayan otomobil yarışçısı olan Samiye Morkaya, o dönemlerde yapılan bu pist yarışlardan bazılarını kazanmıştır.
ilk yıllarda düzenlenen tırmanma ve basit pist yarışlarından sonra 1950-1952 yıllarında Ankara – istanbul ve Edirne – istanbul arasında hem saate karşı hem de belli zamanlamaya bağlı ralliler düzenlenmiştir. ülkemizde Avrupa Ralli sistemine uygun olarak düzenlenen ilk yarış da 1954 yılında 4 etap üzerinden koşulan istanbul – Ankara Rallisi, FIA kurallarına uygun olarak yapılan ilk ralli ise 1968 Trakya Rallisi’dir. Sporumuzun en önemli isimlerinden biri rahmetli Renç Koçibey’in Demir Bükey co-pilotluğunda bir Anadol ile kazandığı bu ralli sporumuzda yeni bir dönemin başlangıcıdır. Daha sonraki dönemlerde Ege Rallisi, Türk-Yunan Rallisi, Hitit Rallisi, Kocaeli Rallisi ile Uludağ, izmit-Keltepe ve Ankara-Kızılcahamam Tırmanma Yarışları düzenlenmiştir. 1970 yılında Türkiye Otomobil Kulübü (TOK) Oran Sitesi inşaatı sokaklarında Türkiye’deki ilk pist yarışını organize etmiş, ancak güvenlik nedeniyle Ankara Emniyet Müdürlüğü izin vermeyince otomobiller tek tek zamana karşı mücadele etmiştir.
Türk Otomobil Sporlarının dönüm noktası sayılan Günaydın Rallisi ise ilk olarak 1972 yılında düzenlenmiştir. Ali Sipahi’nin girişimleriyle Günaydın Gazetesi tarafından organize edilen yarışlar, gazetenin birinci sayfasından duyuruldu ve halktan da çok büyük bir ilgi görmüştür. ilk yıllarda sadece yerli üretim otomobillerin katıldığı bu rallilerde o dönem ülkemizde üretim yapan Tofaş, Renault ve Anadol fabrikalarının takımları arasında kıyasıya çekişmeler yaşandı. Taksi şoförlerinden, oto boyacılarına ve üniversite profesörlerine kadar çok değişik sosyal seviyedeki insanlar büyük zevk ve sportmenlik içinde yarıştılar. Hatta 1977 yılında Zonguldaklı bir taksi şoförünün damalı taksi otomobiliyle Türkiye Rallisi’ne katılarak çok iyi zamanlar kaydettiği bilinmektedir. 1979 yılından itibaren “Uluslararası” bir kimliğe kavuşan, önce Balkan şampiyonası ardından da Avrupa Ralli şampiyonası’na dâhil edilen bu organizasyon halen başarı ile düzenlenmeye devam etmektedir…
ülkemizde yerleşen yanlış bir kanaat olan “Zengin üocuklarının Eğlencesi” sendromuna kapılan TTOK yüzünden sporcular duruma müdahale ederek sporu federe ettiler ve 1991 yılında TTOK Spor Komitesi kapatılarak Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) kuruldu. Daha sonra 1995 yılında motosiklet branşı da federasyona bağlanarak Federasyonun adı, Otomobil ve Motor Sporları olarak değişti. (TOMSFED) Federasyon çatısı altındaki yeni oluşumunun ardından motorsporları önemli bir gelişme kaydederken, kulüplerin sayısında da önemli artış gözlendi. Bugün TOMSFED’e bağlı istanbul, Bursa, Ankara, izmir, Adana, Antalya, Gaziantep, Bodrum, Kocaeli, Kayseri, Samsun, Tekirdağ, Muğla, Sakarya ve şanlıurfa gibi pek çok ilde kulüpler faaliyet göstermektedir.
1993 yılında ülkemizin ilk yerleşik yarış pisti olan Yarımca Körfez Pisti’nin temelleri atıldı. 1994 sezonundan itibaren sporun gelişimi açısından önem taşıyan bu tesis sayesinde ülkemiz yeni motorsporları branşlarıyla da tanışmış oldu. Formula 3, Nascar ve Motosiklet pist yarışları haricinde o dönemlerde düzenlenmeye başlanan Lada Cup, Ford Escort Cup ve Fiat Uno Cup gibi tek marka kupaları spora ayrı bir heyecan getirirken yeni isimlerin spora kazandırılmasında büyük rol oynadı… O yıllarda büyük bir gelişim sürecine giren Türk Otomobil Sporları, 1996 yılında izmir Pınarbaşı Yarış Pisti’ne de kavuştu. 1999 yılından itibaren her iki pistte de düzenlenmeye başlanan Otomobil Kalkış Yarışları (Drag) ise caddelerde sürat yapan gençleri pistlere kazandırma adına önemli bir rol oynadı. 2005 yılında ilk kez kullanıma açılan Formula 1 pisti ile de sporu uluslar arası kurallarına göre ve o seviyede yapmak adına daha olumlu gelişmeler izleyeceğimize inanıyoruz.
Başarılı pilotlarımız, sporun gelişimine paralel olarak artan sponsor ilgisi sayesinde gerekli desteğe kavuşup yurt dışına açılma fırsatı buldular. 1994 yılından itibaren Nejat AVCI Avrupa Ralli şampiyonası’nı takip etmeye başladı ve 3 sezon boyunca kazandığı birçok önemli başarının ardından 1997 yılında Avrupa şampiyonu olarak uluslararası platformda o zamana kadar ki en önemli başarıyı elde etti. Daha sonra Volkan IşIK 1998 ve 1999 yıllarında Dünya Ralli şampiyonası FIA Takımlar Kupası’nda ülkemizi başarıyla temsil etti ve aynı şampiyonayı 2000 sezonunda Serkan YAZICI da takip ederek FIA Takımlar Dünya üçüncülüğünü kazandı.
ülkemizde Avrupa Ralli şampiyonası’na dahil düzenlenen en büyük ralli organizasyonu olan Türkiye Rallisi 2000 sezonundan itibaren FIA tarafından 20 katsayıya yükseltilerek şampiyonadaki en önemli rallilerden birisi haline geldi. Türkiye, Avrupa Ralli şampiyonası’na dâhil 20 katsayıya sahip 10 yarıştan birisine ev sahipliği yapmaya başlarken, 2001 yılındaki organizasyon yılsonunda yapılan değerlendirme sonrası FIA tarafından yılın en başarılı Avrupa şampiyonası rallisi seçildi.
Bu başarılı organizasyonları ardından 2002 sezonunda Dünya Ralli şampiyonası’nın ilk yedek rallisi konumuna yükselen Anatolian Rally, 2003 sezonunda Safari Rallisi yerine Dünya Ralli şampiyonası’na girmeye hak kazandı ve otoriteleri bile hayrete düşüren çok başarılı bir organizasyon oldu. Son 3 yıldır yapılan başarılı organizasyonlar ile dikkat çeken Rally of Turkey’de Dünya Ralli şampiyonası’nın bir başka başarılı organizasyonu olarak ülkemizin tanıtımına büyük katkıda bulunmaktadır.
2001 yılında TOSFED Başkanı Mümtaz Tahincioğlu’nun, FIA Motorsporları Konseyi’nin 19 üyesinden biri olarak seçilerek motorsporları ile ilgili kararların onaylandığı en üst komisyonda ülkemizi temsil etmesi, sporun gelişimi açısından büyük bir gelişme oldu.
Tüm bu gelişmeler sayesinde, ülkemizin dünyaya tanıtılmasında etkin ve önemli bir strateji olan motorsporlarında yeni bir dönem başlayacak. Türkiye; bugün artık FIA tarafından Avrupa Ralli şampiyonası’na dahil “en iyi ralli” olarak değerlendirilen Tofaş Rally ve 2003 yılında Dünya Ralli şampiyonası’na giren Rally Of Turkey gibi iki önemli ralli organizasyonu, Ford, Opel, Tofaş, Citroen ve Renault gibi otomotiv devlerinin Dünya standartlarındaki araçlardan oluşan yarış takımları ve Serkan YAZICI, Volkan IşIK ve Nejat AVCI gibi Dünya ralli parkurlarında bayrağımızı gururla dalgalandıran başarılı pilotları ile Dünya platformunda motorsporlarında söz sahibi bir ülke olmaya hazırlanıyor…
istanbul Otomobil Kulübünün nüvesini Turing’in spor komitesi oluşturmuştur. Turing’in spor komitesi ilk uluslararası kurallara uygun ralliyi düzenlemek amacıyla 1968 yılında kurulmuştur. Kurum bünyesindeki spor komitesi ve Hakem Kurulu faaliyetlerini 1991 yılında TOSFED kuruluşuna kadar sürdürmüştür. Federasyonun kurulmasıyla TTOK yurdumuzdaki otomobil sporu denetim ve yönetim işlevini FIA nezdinde TOSFED’e devretmiştir. 2004 yılından itibaren, ülkemizde otomobil ve motosiklet federasyonları ayrı federasyonlar olarak çalışmaya başlamışlardır.
1986’da sporcuları bir çatı altında toplamak için iSOK (istanbul Otomobil Kulübü) kuruldu. istanbul Otomobil Kulübü’nü Başkanlığını sırasıyla şevki Gökerman, Nejat şengür, Berkan Kılıç, Satvet üiftçi ve Galip Bilgin yaptılar. Hilmi Orbay ise TTOK Spor Komitesi’den, iSOK Yönetim Kurulu’ndaki, kulübün kuruluşundan bu güne kadar değişmeyen tek üyedir.
Türkiye Turing Otomobil Kurumu FIA’dan aldığı ülkedeki yüksek sportif yetkisini, 1990 yılında Bakanlar Kurulu tarafından kurulan Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’na sportif yetkisini devretti. iSOK, Turing döneminden başlayarak Federasyon çatısı altında faaliyet gösteren sporda önemli bir kilometre taşı olmanın yanında otomobil sporundaki en önemli köprüdür.